- belâ
- [bela:]阿́ is.1. 不幸, 苦难; 危害; 灾难, 灾祸: Bu belâdan nasıl kurtulmalı? 应该怎样摆脱这场灾难?Kumar, toplum için büyük bir belâdır. 赌博是社会的一大公害。2. (应得的)惩罚3. (使人不得不做出某种不愿做的举动)影响力: Kumar belâsına tutuldu. 他赌博上瘾了。◇ \belâ aramak 1) 自找麻烦, 自寻烦恼 2) 找茬儿吵架 \belâ bulmak 受苦受难 \belâ çekmek 受苦受难 \belâ çıkarmak 使吵架, 制造事端, 制造麻烦: Bu hırçın çocuk bir gün bir belâçıkarır. 这个暴躁的孩子每天都会制造点儿麻烦。\belâ gelmek 遭遇不幸 \belâ kesilmek 使痛苦, 折磨, 给别人添麻烦: Ali, kendisinden başkaları için âdeta bir belâ kesilmişti. 阿里总是给别人惹麻烦。\belâ okumak 诅咒: Şoförlere homurdanılırmış, kamyonlara belâ okunurmuş. 人们冲着司机嚷嚷着, 冲着卡车诅咒。\belâden esirgemek 使免受灾祸: Allah belâdan esirgesin. 愿真主保佑遇难呈祥!\belâlara duçar olmak 遇到麻烦 \belâsı 为了, 为: Paralı bir çapkınla kaçtı. Namus belâsı boşadım. 他跟着一个有钱的花花公子跑了, 为了名誉, 我同她离婚了。-in \belâsını aramak 找茬儿吵架: Geceleyin belânı arama, haydi nerden geldinse, bas git oraya. 深更半夜的, 别找茬!你还是哪儿来哪儿去吧!\belâsını bulmak 受到应得的惩罚: Belâsını buldu. 他受到了应有的惩罚。Fakat herhâlde, O belâsını yakında bulacaktı. 但可以肯定, 他很快会受到应有的惩罚。\belâsını çekmek 忍受痛苦; 受到惩罚 \belâsını istemek 自找麻烦, 自寻烦恼 \belâsını vermek 惩罚: Allah belâsını versin! 天杀的!遭天谴的!该死的!\belâya çatmak (或 düşmek) 倒霉; 突遭不幸, 遇到大麻烦 \belâya girmek 陷入困境 \belâya sokmak 使陷入困境 \belâya uğramak 倒霉; 突遭不幸, 遇到大麻烦: Tamak ucundan belâya uğradı. 他倒霉就在于太贪婪。\belâyı berzah 灾难, 灾祸 \belâyı satın almak 自找麻烦, 自讨苦吃 \belâyı savmak 摆脱困境
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.